Verruka (siğil)

Verruka (siğil) human papilloma virüs (HPV) (insan papülloma virüsü) tarafından oluşturulan bir enfeksiyon hastalığıdır. Her yaş grubunda oluşabilir ancak genital bölge dışındakiler daha sıklıkla çocuklarda; genital bölge siğilleri ise daha sıklıkla erişkinlerde görülür.

HPV nedir?

HPV çift zincirli bir DNA virüsüdür. Şu ana kadar 200’den fazla tipi saptanmıştır. Çoğalması ancak canlı hücre içinde mümkün olur.

Nasıl Bulaşır?

Derinin deriye, virüs bulaşmış yüzeylere veya eşyalara teması ile bulaşma olur. Virüsün bulaşması sonrasında herkeste siğil oluşmaz. Siğilin bulaşma sonrasında ne kadar zaman içinde gelişeceğini kesin olarak söylemek mümkün değildir, bu süre birkaç hafta ile yaklaşık 1 yıl arasında değişir. Virüsün bulaşması sonrasında siğillerin oluşması kişinin immun sistemini zayıflatan önemli bir hastalığı olduğu anlamına gelmez. Ancak bağışıklık sisteminde sorun olan kişilerde siğillerin daha yaygın ve tedaviye daha dirençli olması beklenir.

Klinik bulguları nelerdir?

Siğiller deri veya ağız içi, boğaz, vajina gibi mukozal bölgelerde ortaya çıkarlar. Görünümleri HPV tipine, yerleştiği vücut bölgesine ve kişinin bağışıklık durumuna göre değişkenlik gösterir.

Verruka vulgaris (olağan siğil) HPV-1, -2, -4, -27 ve -57 tarafından oluşturulan; sıklıkla el sırtında, el parmaklarında ve tırnak çevresinde görülmekle beraber deri yüzeyinde herhangi bir yere yerleşebilen siğil türüdür. Deri renginde, kabarık ve pürtüklü yüzeylidir, bazen üzerinde siyah noktalanmalar görülebilir. Başlangıçta sayısı bir veya birkaç tane gibi az olsa da zaman içinde otoinokülasyon (çevreye bulaşarak yayılma) ile giderek artar. Kaşıma veya kazıma sonrasında çevreye yayılma çizgisel bir görüntü verebilir. Ağız, burun ve göz çevresinde ipliksi, saplı çıkıntılar şeklinde de görmek mümkündür, bu durumda filiform verruka ismini alır. En sık görüldüğü yaş grubu okul çağı çocukluk dönemidir.

El içi, ayak tabanı siğilleri üzerinde siyah noktaların görüldüğü deri kalınlaşmaları veya karınca yuvasını ya da yanardağı andıran şekilde ortası çökük kenarları meyilli kabarıklıklar şeklindedir. Ayak tabanındaki siğiller yürürken üzerine binen basınç nedeni ile belirgin ağrıya neden olabilir. Bunlar birleşerek mozaik siğil denen geniş deri kalınlaşmalarına dönüşebilir. En sık neden olan HPV tipleri -1, -2, -27 ve -57’dir.

Verruka plana (Düz siğil) birkaç milimetre çaplı, çok sayıda, deri renginde, pembe veya kahverengi deriden hafif kabarık ve düzgün yüzeylidir. Sıklıkla yüzde ve el sırtlarında ortaya çıkar. Erişkinlerden ziyade çocuklarda görülür. Neden olan HPV tipleri -3, -10, -28 ve -29’dur.

Verruka genitalis (genital siğil) kondilomata akuminata olarak da isimlendirilir. Kadında veya erkekte genital bölge, anal bölge veya kasık kıvrımlarında ortaya çıkar. Genellikle tek tek yerleşen, bazıları saplı olabilen, düz veya hafif pürtüklü yüzeyli kabarıklıklar şeklinde görülür. Bir veya çok sayıda olabilir, birleşerek veya büyüyerek kitleler oluşturabilir. Genital siğillere en sık neden olan HPV tipleri -6 ve -11’dir. Bu tipler onkojenik potansiyel taşımazlar yani kanser nedeni değillerdir.

Kadınlarda serviks (rahim ağzı) kanseri açısından en yüksek risk içeren HPV tipleri -16, -18, -31, -33, -45 olarak sayılabilir. Siğili olan veya siğil tanısı almış seksüel partneri bulunan kadınların düzenli aralıklarla rahim ağzı kanseri açısından kontrollerini yaptırmaları erken tanı açısından önemlidir.

Oral (ağız içi) siğilleri yanak içi, dişeti, dudaklar, dil ve damakta küçük, yumuşak, pembe-beyaz kabarıklıklar şeklinde görülür. En sık HPV -6 ve -11 nedendir.

HPV Aşısı

Halen etkinliği bilinen üç farklı HPV aşısı vardır. Bu aşılar 9 yaş üzeri çocuklarda ve erişkinlerde aralıklı 3 doz şeklinde uygulanmaktadır. HPV aşıları canlı veya ölü virus bulundurmadığından yan etki olarak HPV enfeksiyonu, HPV ilişkili kanser veya ölüme neden olma riski taşımazlar.

Siğil tedavisi nasıl yapılır?

Çocuklarda herhangi bir tedaviye ihtiyaç olmadan yaklaşık 2 yıllık bir süre içinde kendiliğinden iyileşme gözlenebilir. Ancak bu dönemde mevcut siğillerin büyüyebileceği, siğil sayısının artabileceği ve çevredeki kişilere bulaştırıcı olabileceği unutulmamalıdır. Siğillerin kopartılmaması, kesilmemesi ve ısırılmaması gerekir.

Günümüzde siğillerin tedavisinde kullanılan spesifik bir antiviral tedavi bulunmamaktadır. Tedavide genellikle HPV virusu ile enfekte olmuş dokunun tahrip edilmesini sağlayan ajanlar veya yöntemler kullanılır. Bu tedavi yöntemleri; hastanın yaşına, siğilin bulunduğu bölgeye, kalınlığına ve klinik tipine göre belirlenir. Sürme ilaçlar, kriyoterapi (dondurma tedavisi), elektrokoterizasyon (yakma tedavisi) ve lazer tedavisi alternatifler arasındadır. Tedavi tespit edilebilen mevcut lezyonlara yönelik olarak yapılır. Tedavi sonrasında siğillerin tekrarlama ihtimali olduğu da unutulmamalıdır.