Rozase (Gül Hastalığı)

Rozase yüzün orta bölgesinde yerleşen kızarıklık, sivilce benzeri kabarıklıklar ve ince damarlarda artış ile kendini gösteren bir deri hastalığıdır. Hastalık hem dilimizde hem de dünya literatüründe “gül (rose)” ismini, oluşturduğu kırmızı renk nedeni ile almaktadır. İsmini bir çiçekten alsa da beraberinde olabilen kuruluk, yanma ve batma hissi nedeni ile hastaların yaşamını olumsuz olarak etkiler. Yüzde olan bu kızarıklık başlangıçta sıcakta veya güneşte ataklar halinde olup gerilerken, daha sonra kalıcı hale gelmektedir. Kışın bir miktar gerileyen bulgular yaz aylarında şiddetlenir.

En sık etkilenen hasta grubu orta yaşlı, açık tenli kadınlar olmakla beraber erkeklerde de azımsanmayacak oranda görülür. Esmer tenli olan kişiler hastalıktan daha az etkilenir. Hastaların yaklaşık ¼’ünde diğer aile fertlerinde benzer yakınma olduğunu görebiliriz.

Rozasenin klinik bulguları nelerdir?

Rozase hastalarında klinik tablo oldukça tipiktir: Lezyonlar yüzün orta kısmında, alında, burun, çene ve yanaklarda yerleşir. Ataklar halinde kızarıklık ve sıcaklık hissi (flaşing) hastalığın ilerleyen zamanlarında yerini sabit kızarıklığa bırakır. Yüzün ince damarlarında belirginleşme ve genişleme sonucu ince kırmızı çizgiler (telenjiektaziler) ortaya çıkar ve bu da yüzün kırmızı görünümünü arttırır. Bir başka bulgu ergenlik sivilcesinde görülene benzer kırmızı veya irinli kabarıklıklardır. Zaman içinde bazı hastalarda özellikle burun ve çene derisinde kalınlaşma ve kabalaşma (fimatöz değişiklik) meydana gelebilir. Rozase tanısı alan hastaların belirli aralıklarla göz muayenesi olması zorunludur, çünkü rozasede gözlerde sulanma, kızarıklık, yabancı cisim hissi, yanma, batma, kuruluk, kaşıntı, ışık hassasiyeti, bulanık görme gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Özetle rozasenin bulguları şunlardır:

  1. Ataklar halinde kızarıklık (flaşing)
  2. Sabit kızarıklık
  3. Kırmızı ince damarsal çizgiler
  4. Kırmızı veya irinli kabarıklıklar
  5. Burun veya çene derisinde kabalaşma
  6. Göz şikayetleri

Deri genel olarak çok hassastır, hastalar yüzde yanma ve batma hisseder. Bazen belirgin bir kuruluk göze çarpar ve üzerinde hafif kepeklenmeler görülebilir; bu durumda seboreik ekzema olarak yanlış tanı konabilir.

Rozasenin nedeni nedir?

Rozasenin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik yatkınlık olan kişilerde çevresel faktörlerin etkisi ile geliştiği düşünülür. Hastaların yaklaşık ¼’ünde diğer aile fertlerinde benzer yakınma olması genetik etkiyi destekler.

Rozasenin belirtileri bazı nedenlerle tetiklenebilir. Dıştan olan tetikleyicilerin başında sıcak, soğuk ve güneş ışığı yer alır. Kozmetik ürünler, temizleyiciler gibi kimyasal maddeler de rozase bulgularını şiddetlendirir. Endojen uyaranlar ise acılı veya baharatlı gıdalar, alkollü içecekler, özellikle kahve ve çay olmak üzere sıcak içeceklerdir. Sıcak banyo, kaplıca, hamam veya sauna da atakları tetikler.

Rozase her ne kadar genellikle yüz derisine sınırlı bir deri hastalığı olarak görülse de inflamatuar bir süreçte ortaya çıktığı ve bazı hastalıklarla birliktelik gösterebileceği bildirilmektedir. Bu hastalıklardan bazıları aşağıda listelenmiştir:

  1. Kalp ve damar hastalıkları
  2. İnsülin direnci
  3. Migren
  4. Depresyon
  5. İnflamatuar barsak hastalıkları

Bir insanın vücudunda özellikle deri ve bağırsaklarda çeşitli mikroorganizmalar yaşar. Mikrobiyota adı verilen bu topluluğu oluşturan kimi üyeler çoğalıp sayı olarak arttığında bize zarar verebilir. Büyük bir kısmı ise özellikle metabolizmamız ve bağışıklık sistemimiz üzerinde koruyucu ve yararlı etkiler oluşturur. Mikrobiyota insan vücudunda dış ortamla ilişkisi olan deri ve mide-bağırsak sisteminde yerleşir. Son yıllarda pek çok deri hastalığının ve sistemik hastalığın oluşmasında mikrobiyota adı verilen bu devasa (sayıları 100 milyonu, toplam ağırlıkları 1.5 kilogramı aşmaktadır) mikroorganizma topluluğunun arasındaki dengenin bozulması sorumlu tutulmaktadır.

Rozaseli hastaların yüz derisinde normal deride de bulunan Demodex folliculorum ve Staphylococcus epidermidis’in sayı olarak arttığı; normalde bulunmayan Helicobacter pylori ve Bacillus oleronius gibi mikroorganizmaların görüldüğü bildirilmektedir.

Rozasede ince bağırsaklarda aşırı sayıda bakteri çoğalması (SIBO= small intestinal bacterial overgrowth) olduğu yönünde ciddi veriler bulunmaktadır. SIBO saptanan bir rozase hastası, SIBO’da görülen şişkinlik, gazlanma, bulantı ve dışkılama problemleri gibi mide-bağırsak bulgularını yaşamayabilir. Bağırsak mikrobiyomunda bozulma (disbiyoz) sonucunda ortaya çıkan inflamasyonun hastalığın oluşumunda rol oynaması ihtimali, rozase hastalarının beslenme alışkanlıklarını gözden geçirme ve değiştirme gerekliliğini doğurmaktadır.

Rozase tedavisi:

Hastalığı tetikleyen güneş, sıcak, soğuk, stres, acılı veya baharatlı gıdalar, alkol, kozmetik ürünler ve bazı ilaçlardan uzak durmak gerekmektedir. Beslenme şeklinin bağırsak mikrobiyotasını sağlıklı hale getirmek amaçlı düzenlenmesi de tedavinin önemli bir basamağını oluşturur.

Deri yüzeyindeki bozulma derinin nem içeriğinde azalmaya ve sonuçta kuruluğa neden olur. Bu nedenle uygun bakım ürünlerinin kullanılması gerekir. Cildin temizlenmesi amacı ile sert temizleyicilerin kullanılması olayı daha da şiddetlendirir. Alkol, mentol gibi tahriş edici maddeler içeren tonik uygulaması kesinlikle uygun değildir. Nemlendirici seçiminde cildi soyan, tahriş eden maddeler içermeyen bir ürün olmasına özen göstermek gerekir.

Güneşten koruyucu kullanımı ataklardan korunmada olmazsa olmaz basamağı oluşturur. En az 30 güneşten koruma faktörü olan ve tercihan fiziksel koruyucular içeren yağsız ürünler tercih edilmelidir.

Medikal tedavi hangi bulgunun daha ön planda olduğuna ve şiddetine göre kişiye özel olarak planlanır. Kızarıklıkların ve damarsal bulguların tedavisinde ayrıca lazer sistemlerinden de yararlanılabilir.