PRP Tedavisi
Trombositten zengin plazma (PRP) tedavisi, hastanın kendi kanından özel bir santrifüj işlemi ile elde edilen plazmanın değişik amaçlarla hastaya enjekte edilmesi ile uygulanan tedavi yöntemidir. Tedavinin amacı uygulanan bölgeye damarlar yolu ile ulaşabilenden çok daha fazla miktarda büyüme faktörlerinin verilmesidir. Dermatolojide deri gençleştirme, sivilce izleri, ince kırışıklıkların azaltılması, lekelerin tedavisi ve saç dökülmelerinin önlenmesi ve tedavisi amaçları ile kullanılır. PRP kozmetik amaçlarla kullanımının yanı sıra kronik deri ülserlerinde, diş hekimliğinde ve eklem sorunlarında da yara iyileşmesini hızlandırıcı ve arttırıcı etkilerinden dolayı kullanılmaktadır.
PRP uygulamasında ilk aşamada hastadan damar yolu ile alınan kan pıhtılaşma önleyici içeren özel tüplere alınır ve santrifüj edilir. İşlem sonrasında elde edilen serum tekrar hastaya enjekte edileceği için, kan alınan tüplerin kapalı sistem, steril ve bu kullanım için onaylı olması gerekir. Laboratuar tetkikleri için kullanılan kan alma tüplerinin kullanımı uygun değildir. Santrifüj sonrası kan 3 kısma ayrılır, hastadan alınan kan miktarının yaklaşık %10-25 kadarı PRP olarak elde edilir. Trombositlerden ve büyüme faktörlerinden zengin olan bu kısım, özel enjektörlere çekilerek uygulama yapılması planlanan alanlara ince uçlu enjektör iğneleri ile enjekte edilir.
Cilt gençleştirme amaçlı kullanımda içeriğindeki yüksek miktarlarda büyüme faktörleri sayesinde kollajen üretimini uyararak etki göstermekte, aynı zamanda hyaluronik asit oluşumunu hızlandırarak deri elastikiyetini arttırmaktadır. Uygulama sıklığı ve sayısı kişinin ihtiyacına göre değişebilmekle beraber genellikle 2 haftada bir 3 seans olarak uygulanır. Tek başına kullanılabildiği gibi kimyasal peeling, roller, lazer veya radyofrekans ile kombine edilebilir.
Saç dökülmesi için yapılan PRP tedavisinin saç dökülmesinde azalma, yeni çıkan saçların yaşam süresinde uzama ve saç kalınlığında artış sağladığı gösterilmiştir. Uygulamalar 2-4 hafta aralıklarla, saç dökülmesinin tipine ve şiddetin göre 3-8 seans şeklinde yapılır. Belirgin bir klinik iyileşme için 2-4 haftalık süre geçmelidir. Uygulamalar düzenli seanslarla yapılan tedavi sonrasında ihtiyaç duyulursa etkinin devamlılığını sağlamak için belirli aralıklarla devam ettirilebilir.
PRP işleminde hastanın kendi kanı kullanıldığı için yan etki görülme riski oldukça düşüktür. Bulaşıcı hastalıklar açısından son derece güvenlidir ve alerji oluşma riski taşımaz. Oluşabilecek yan etkiler uygulama sonrasında seri enjeksiyonlara bağlı birkaç saat-gün sürebilen kızarıklık veya morarmadır. Trombosit sayısı düşük olanlarda, gebelerde ve otoimmun hastalığı olan kişilerde uygulanmamalıdır.