Alopesi (Saç Dökülmesi)
Eski çağlardan beri sağlık, gençlik ve güzellik sembolü olan saçlar görünüm ve sosyal konumda güçlü bir role sahiptir. Bu nedenle, saç dökülmesi (alopesi) büyük stres yaratarak hem hastaları hem de hekimleri sürekli çare aramaya yönlendirir.
Saçlar ve vücut kılları kişisel ve ırksal özelliklere göre farklı yapı, renk, uzama hızı ve dağılım özelliğine sahiptir. Her bir saç telinin diğer saçlardan bağımsız bir yaşam döngüsü vardır. Saçlar yıllar süren bir büyüme ve uzama dönemi sonrasında bir müddet dinlenir ve sonra dökülür. Ancak bu dökülme tüm saç tellerinde aynı zamanda olmadığı için saç yoğunluğunda azalma olmaz ve bu kayıplar fark edilmez. Normal şartlarda, her gün yaklaşık olarak 50-100 arasında saç teli dökülür. Saç dökülmesinin arttığı normal dışı durumlarda ise dökülen saçlar tarak, lavabo veya banyo küvetinde fark edilmeye başlar ve sonuçta saçların kaybedilme endişesi belirir. Neden olan faktörlere bağlı olarak hızlı veya yavaş şekilde saç yoğunluğu azalır ve saçlarda fark edilir şekilde açılma oluşur.
Saç dökülmesi; saç köklerinin harabiyetine bağlı kalıcı kayıp, saçlarda kırılma veya normalden fazla dökülme olarak 3 farklı şekilde ortaya çıkabilir. Bunlardan hangisinin saçlarda azalmaya neden olduğu tedavi yaklaşımını değiştirir.
Saç köklerinin kalıcı kaybı bazı deri hastalıklarının saçlı deriyi etkilemesi sonrasında oluşabilir ve tedavisinde neden olan hastalığın tedavisi önem kazanır.
Saçlarda kırılma mantar hastalıkları, kalıtsal saç gövdesi anormallikleri veya saçların şekillendirilmesi veya boyanması sırasında yıpranması sonucunda ortaya çıkabilir. Muayene bulguları ve gerekli durumda yapılacak bazı laboratuvar testleri sonucunda tedavi, nedene yönelik olarak planlanır.
Saçlarda normalden fazla dökülme, belirli bölgelerden yama şeklinde veya yaygın açılma şeklinde olabilir. Nedenleri arasında en sık stres, uygunsuz zayıflama diyetleri veya beslenme alışkanlığı, vitamin eksiklikleri, anemi (kansızlık), tiroid hastalıkları, kronik enfeksiyonlar, hormonal değişiklikler, çeşitli deri hastalıkları, sistemik hastalıklar, bazı ilaçların kullanımı ve genetik faktörler sayılabilir.
Sık görülen alopesi çeşitlerinden birisi olan androgenetik alopesi; kalıtsal faktörlerin ve hormonların etkisi ile oluşur; hem erkeklerde, hem de kadınlarda ortaya çıkabilir. Androgenetik alopesi genellikle orta yaşlarda ve kadınlarda menapoz sonrasında görülse de de kimi zaman çok erken yaşlarda başlayabilir. Bu tür alopeside saçların yoğun olarak dökülmesinden ziyade inceldiği ve zaman içinde azaldığı farkedilir. Erkeklerde alın ve şakak saç çizgisinde geriye çekilme ve tepe bölgesindeki saçlarda açılma görülür. Kadınlarda ise alın arkasındaki saçlı bölgede saçlar ortadan ayrıldığında çam ağacı görünümü olarak tarif edilen seyrekleşme dikkati çeker.
Saçların bir bölgeden mi, yoksa yaygın olarak mı döküldüğü, saçların döküldüğü deri bölgesinin özellikleri, saç köklerinin durumu, mevcut saçların kuru, ince, cansız ve mat olması gibi özellikler, başka hastalık birlikteliğinin var olup olmadığı, hastanın yaşı gibi pek çok faktör göz önünde tutularak hastaların değerlendirilmesi gerekir. Hangi tür saç dökülmesi olduğunun saptanması, doğru tanı ve etkili tedavi yöntemini belirlemek açısından son derece önemlidir.
Tedavide saç dökülmesine neden olan faktörlerin ortaya konması sonrasında, nedene yönelik en uygun tedavi alternatiflerinin seçilmesi gerekir. Saptanan nedene yönelik tedaviler ve alınacak önlemlerle saç dökülmesini geri çevirmek mümkün olabilir. Bunun yanında sürme ilaçlar, saçlı deriye ilaç enjeksiyonları, bazı sistemik ilaçların oral olarak kullanılması gibi tedavi yöntemleri farklı alopesi tiplerinde hastalara önerilebilmektedir.
Bu tedavilere ek olarak saç dökülmesinin durdurulması ve azalan saçların yerine yenilerinin hızla kazanılması için pek çok tedavi yöntemi kullanılabilmektedir. Saçların ihtiyacı olan kimyasal maddelerin saça tekrar kazandırılmasında çeşitli içerikli şampuanlar, losyonlar, bazı ek gıda takviyeleri, mezoterapi ve PRP yöntemleri de kullanılabilmektedir.
Saç dökülmesinin tipi, nedenleri ve uygun tedavinin seçilmesi için bir dermatoloji uzmanına başvurmak gereklidir. Bazen çözümün çok basit olabileceği unutulmamalıdır.